Akgündüz'ün kitabı sahtecilikten dolayı toplatıldı. Ayrıca para cezası da aldı.

OLACAĞI BUYDU, KİMSE ŞAŞIRMADI...

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ün kitabı sahtecilikten dolayı toplatıldı.

İyice araştırmadan, aceleci değerlendirmeler yapması ve bunları ilmi geçerliliği varmış gibi kitaplarına yazması ile meşhur olan, bu nedenle toplum içinse sık sık tartışmalara sebep olan ve akademik çevrede hiç dikkate alınmayan Prof. Dr. Ahmet Gündüz'ün kitabı toplatıldı ama başka davalar ve başka toplatma kararları da olursa kimse şaşırmayacak. 

Ahmet Akgündüz’ün yazdığı “Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Şahsiyeti” adlı kitabının ikinci cildi, kitapta yer alan bir belge nedeniyle İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından toplatılmasına karar verildi.

Rotterdam İslam Üniversitesi rektörü Ahmet Akgündüz'e, 6 cilt halinde hazırladığı “Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Kişiliği” adlı kitabında, Zehra Vakfı’nın kurucusu merhum İzzettin Yıldırım’a iftira ettiği ve açıkça Kürt düşmanlığı yaptığı gerekçesiyle kardeşi Cesim Yıldırım tarafından açılan hukuk davası sonuçlandı.

Akgündüz, kitabında; Zehra Vakfı kurucusu İzzettin Yıldırım ve Med-Zehra kurucusu Sıddık Dursun’un Kürt Yahudisi Molla Mustafa Barzani tarafından Nurcular arasına Kürtçülüğü yaymak için özel olarak sokulduğunu ve onun adına çalıştıklarını iddia etmişti. 

Akgündüz’ün Kürt Yahudisi ve Musevi dininden oldukları arşiv belgeleri ile ispat edilen Mustafa Barzani’ye isnatla kitabına aldığı ve “Kürtçe aslının çevirisidir” dediği bozuk bir Türkçe ile yazılmış mektup, imzasız, kaynaksız ve kim tarafından yazıldığı belirsizdi. 

İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, belgenin aslı sunulamamış ve iddiaların hiçbiri ispatlanamamıştı. Dava sonucunda Akgündüz’ün “Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Kişiliği” adlı kitabının 2. Cildi için toplatılma kararı alındı ve 2.500 TL tazminata mahkûm edildi.

Akgündüz, yine sözkonusu eserinde, kendi kitaplarında onlarca yerde kendisinin “Kürt” olduğunu söyleyen, iddia edilenin aksine İslam alimi falan da olmayan, Abdülhamid Han tarafından tımarhaneye tıkılan, Kütüb-ü Sitte'nin hangi hadis kitaplarından oluştuğunu bile bilmeyen Said Nursi’nin de, kendince topladığı belgelerde “seyyid” olduğunu kanıtlamaya çalışmıştı. Bu uğurda, gülünesi tuhaflıklar sergilemişti ve kamuoyunun diline düşmüştü. 

Gerçek Said-i Nursi'yi tanımak için bkz:www.SaidiNursi.kim